24 Ağustos 2018 Cuma

Ücretli Öğretmenlik

Bu yazımızda ücretli öğretmenliğe dair merak edilenleri soru cevap şeklinde ele alacağız. Öncelikle ücretli öğretmenliğin ne olduğundan bahsedelim. Ücretli öğretmenlik, ders başı karşılığı ücretlendirme sistemi üzerine kurulmuş, MEB'in öğretmen açığını kapatmak adına uyguladığı bir yöntemdir. 

Kimler ücretli öğretmen olarak çalışabilir?

Lisans veya önlisans alanlarının birinden mezun olanlar ile emekli öğretmenler bu haktan faydalanabilirler.  Ancak burada şu ayrıntıyı belirtmekte fayda var: Mesela öğretmenlik mezunu ile mühendislik mezununun ücretli öğretmen olarak kabul edilme şansı tabiki aynı olmayacaktır. Yani öğretmenlik mezunlarının her zaman bir adım önde olduklarını söyleyebiliriz.


Ücretli öğretmenlik başvurusu nereye yapılır? 

Başvurular, ilan edilen tarih aralığında il ve ilçe milli eğitim müdürlüklerine yapılır. Genelde ağustos ve ocak aylarında milli eğitim müdürlüklerinin resmi internet sitelerinde duyuru yayınlanır. 

Ücretli öğretmenlerin maaşı ne kadardır?

Adayların en çok merak ettiği konu da budur zaten. Malesef bu konuda tatmin edici bir şey söyleyemeyeceğiz. Ücretli öğretmenler, girdikleri ders karşılığı ücret aldıkları için toplam maaş tutarı kişiye göre değişmektedir ancak bu rakam 1200 - 1300 TL'nin üzerine çıkmıyor. Yani asgari ücret bile değil desek yanılmış olmayız. 


Devlet memurları ücretli öğretmenlik yapabilir mi?

Öğretmenlik şartlarını taşıyan devlet memurları, çalıştıkları kurumun izni ile, işlerini aksatmamak şartıyla ücretli öğretmenlik yapabilirler. Ancak haftada girecekleri ders saati 10'u geçemez. 


Öğretmen almak yerine neden ücretli öğretmenlik?

Herkesin cevabını merak ettiği, ancak kimsenin yanıt alamadığı bir soru daha.  Aslında ücretli öğretmenlik sistemi MEB'in maliyeye yük olmadan öğretmen çalıştırması esasına dayanıyor. Bu sayede devlet, ciddi tasarruf sağlıyor ancak işin bir de sosyal boyutu var. Atanamayan öğretmenlerin intihar oranlarında yaşanan artış, durumun ne kadar vahim olduğunu gösteriyor. 

(öğrenciyim abi medya editörü)










20 Haziran 2018 Çarşamba

Evlilik kader midir?

Evlilik kader midir? Bu soru hemen hemen herkesin aklına en az 1 defa  gelmiştir. Evleneceğimiz kişi aslında belli midir? Peki ezelde bizim için taktir edilen kişi kim? Sorular uzar gider...

Aslında konu çok derin, bir okadar da hassas... Kader, üzerinde kesinlikle tartışılmaması gereken, imanın 6 şartından birisidir. Peki evlilik kader midir? Evet kaderdir. Hayatınla ilgili bütün ayrıntılar kader olduğu gibi evleneceğin kişi de kader defterinde yazılıdır güzel kardeşim. Bu yüzden hiç üzülme, tasalanma... O hoşlandığın ya da sevdiğin kişi senin adına taktir edilmişse zaten Allah'ın hükmü gerçekleşecektir. Buna sen bile engel olamazsın, rahat ol.

İşte çok basit bir mantık ile evliliğin kader olduğunun kanıtı...
Orta zekalı, aklı başında herkesin anlayabileceği bir mantık ile evliliğin kader olduğu ortaya çıkacak. Hazır mısın?
Gel güzel kardeşim. Otur şöyle karşıma... Şimdi sana bir kaç sorum var. Doğduğun yeri sen mi seçtin? Cevabın hayır ise devam edebiliriz. Şayet "evet doğduğum yeri ben seçtim" diyorsan bir doktora görünmende fayda var. Gelelim ikinci sorumuza... Doğduğun tarihi sen mi seçtin? Cevap yine "tabiki hayır" olacak değil mi? Peki annen ve babanın kim olacağı konusunda sana bir seçimlik hakkı tanındı mı? "yine hayır" diyorsun değil mi? Demek ki anneni, babanı, doğduğun yeri ve tarihi senin adına seçen birisi var. Bu zat'ın Allah olduğu konusunda anlaştık değil mi? Eyvallah. Şimdi burayı iyi dinle... Madem doğduğun yer, doğduğun zaman, annenin kim olacağı, babanın kim olacağı önceden belirlenmiş, senin kaderinin bir sonucudur... Bu mantıktan hareketle annen ile babanın, tüm bu saydıklarımın yerine gelmesi için bir gün tanışıp evlenmeleri de senin ve onların kaderinin bir sonucudur. Demek ki evlilik kadermiş kardeşim. Bu yüzden rahat ol. Aklındaki o kişi kaderinde varsa bütün dünya bir araya gelse evlenmenize mani olamaz.

Madem evlilik kader oturup evde kaderimizi mi bekleyelim ? 
Aklından bu soru geçti değil mi? Merak etme buna da verilecek bir cevap var elbette. Evet evlilik, kaderin bir sonucudur ve evleneceğin kişi ezelde belirlenmiş olan o kişidir. Hatta yeri ve zamanıyla. Hatta ve hatta çocuklarının sayısı ve kim olacakları. Hepsi taktir edilmiş birer kaderdir. O zaman oturup kaderimizin bizi bulmasını bekleyelim öyle mi? Tabiki hayır. Burası dünya. Yani çalışma yeri. Her konuda olduğu gibi evlilik konusunda da elimizden geleni yapacağız. Yeri gelecek koşturacak, yeri gelecek üzüleceğiz. Ayrılık, mutluluk, hüzün, gözyaşı, umut... Hepsi bizim için. Bunlara "sebep" derler ve bu dünya bir sebepler deryasıdır kardeşim. Ennihayetinde kaderimizde taktir edilen iştir başımıza gelecek olan. Yüce kitabımızda dünya için "bir oyun ve oyalanma yeri" tabiri kullanılıyor. Yani hayat, bir nevi oyun. Ve herkese biçilmiş bir rol var.

Bu yük sana ağır mı geliyor? Yükünü Allah'a bırak...
Günlerdir düşünüyorsun belki de. Öyle mi yapsam, böyle mi yapsam... Kafanda kurup duruyorsun, içinden çıkamıyorsun... Yüreğin daralıyor, çıldırıyorsun... Sana bir şey söyleyim mi? Rahat ol ve her şeyi oluruna bırak. Unutma ki senin adına taktir edilene bütün dünya karşı çıksa engel olamaz. Aynı şekilde senin için taktir edilmeyeni de, bütün dünya birleşse sana veremez. O yüzden ellerini aç ve O'na yönel. O'nunla paylaş derdin ne ise, bırak yükünü sonsuz güç sahibine... Teslim et kendini O'na. Göreceksin, kesinlikle yardım elini sana uzatacak ve merhamet yüzünü gösterecek... Pişman olmayacaksın kardeşim. Allah'a emanet ol.

3 Eylül 2017 Pazar

İkinci üniversite

Sınavsız ikinci üniversite...

İkinci üniversite, insanlara  şartsız, sınavsız ikinci diplomanın kapısını arayan muazzam bir fırsattır. Bir çok kişi tarafından tercih edilen ikinci üniversite okumanın tek şartı, bölümünüz ne olursa olsun, bir üniversite okumuş olmanızdır. 



Peki hangi üniversiteler ikinci diploma imkanı sunuyor?

Türkiyede ikinci üniversite imkanı sunan sadece 3 üniversite var. Bunlar; Anadolu Üniversitesi, Atatürk Üniversitesi ve İstanbul Üniversitesidir. 



İstediğim bölümü seçebilir miyim?

Sınavsız ikinci üniversite imkanı sadece belli bölümler için geçerli. Bunlar her 3 üniversitede de aşağı yukarı aynı. İktisat, işletme, sosyoloji, kamu yönetimi, adalet bunlardan sadece bir kaçı. Fotoğrafçılık ve Kameramanlık, Kültürel Mirası Koruma gibi sıradışı bölümleri de ikinci üniversite kapsamında okuyabilirsiniz. Ancak Tıp, Mühendislik, Öğretmenlik gibi emek, alın teri ve bilek kuvveti isteyen üst düzey bölümler, sınavsız ikinci üniversite kapsamı dışında kalıyor. 



İkinci üniversite okumak için okula gitmem gerekiyor mu?

İkinci üniversite imkanı sunan her 3 üniversite de açık öğretim hizmeti veriyor. Dolayısıyla okula gitmeden, bulunduğunuz şehirde, sadece sınavlara girerek okumanız mümkün. 


Neden ikinci üniversite?

Bu sorunun tek bir cevabı olmasa gerek. Herkesin nedeni farklı olabilir. Okunabilir bölümler belli. Peki değer mi? Tartışılır. Anadolu Üniversitesi, "Hayalleriniz tek bir diplomaya sığmaz" diyor. Siz de aynı fikirdeyseniz  deneyebilirsiniz. 


İkinci üniversite okumak ücretli midir?

Malesef ikinci üniversite okumak ücretlidir. Üniversiteden üniversiteye değişmekle birlikte dönemlik ücret yaklaşık 300 TL dir.

(Kaynak: Öğrenciyim abi medya editörü)

12 Eylül 2016 Pazartesi

Memur olmanın 5 kolay yolu

1-Polislik

Herhangi bir uzmanlık ya da ekstra bir beceri istemeyen polislik, belli fiziksel şartları sağlayan herkesin yapabileceği bir meslektir. Lise veya Üniversite diplomasıyla hemen hemen herkesin başvurabileceği bu meslek grubu son yıllarda memur adaylarının en gözde alternatiflerinden birisi haline geldi. Polis olabilmenin en önemli şartı ise ciddi bir sağlık sorununa sahip olmamaktır. 


2-Uzman erbaşlık

Son yıllarda ülkemizde terörle mücadele politikalarının değişmesi ile birlikte ortaya çıkan uzman erbaşlık mesleği, memur adayları için bir diğer alternatif olarak sayılabilir. Maaşı ve özlük hakları gayet iyi olan bu mesleğin belki de tek handikapı doğuda çalışmak zorunda olunmasıdır. Halen askerliğini yapanlar da uzman erbaşlığa başvurabilir. Macerayı ve silah kullanmayı seven memur adaylarına şiddetle tavsiye edilir 


3-Postanede gişe memurluğu 

Hani derler ya, "bana düğmeli iş lazım"  İşte tam da espirilere konu olan düğmeli bir iş ile karşınızdayız :)  Yani stresten uzak, sakin bir çalışma ortamında, oturduğu yerden önüne gelen işleri yaparak para kazanmak isteyen dostlarımızın aradığı bir iştir postanede gişe memurluğu. Genelde lise mezunları KPSS P94  puanı ile başvurabilir.



4-Zabıt Katipliği

Eli klavyeye yatkın olanlar için zabıt katipliği orta sınıf memurluklardan birisidir. Zabıt Katipleri, en az lise mezunu ve KPSS puanı olan kişiler arasından belli sınavlar uygulanarak seçilir. Çalışma düzeni klasik  8-5 diye tabir edilir. Yükselebileceği sadece 1 ünvan olduğundan düz bir memurluktur. Hatta dümdüz.. Yine de hiç yoktan iyidir ;)



5-Kredi Yurtlar Kurumunda Yurt Yönetim Personeli

Bu memurluğunda şartları diğerlerinden çok da farklı değildir aslında. 35 üst yaş sınırı vb. şartlara ek olarak  bu memurlukta lise mezunu olmak yeterli değildir. Yani...? Dediğinizi duyar gibiyim :)  Korkmayın doktora falan istemiyor. Herhangi bir üniversiteden mezun olan herkes başvurabilir. Hatta açıköğretim bile olur. Olur olur... ;)



                                                                                                            (Kaynak: Öğrenciyim abi medya editörü)

11 Eylül 2016 Pazar

Zabıt katibi nasıl olunur?

Zabıt Katipliği, bitirdiği bölümle ilgili yeterince puan alamayan ya da atanamayan memur adaylarının tercih ettiği kolay memur olma yollarından biridir. Peki Zabıt Katibi olmanın şartları ve izlenecek yollar nelerdir? İşte cevaplar

Zabıt Katibi olabilmenin şartları;

-Zabıt Katibi olmak için en son yapılan -Lisans, önlisans, lise düzeyinde olması farketmeksizin-Kamu Personeli Seçme Sınavına (KPSS) girmiş ve 70 puan almış olmak

-Yaşınızın 18-35 aralığında olması

-Taksirli suçlar hariç sabıkanızın bulunmaması

-Erkek adayların askerliğini yapmış ya da erteletmiş olması

-MEB den onaylı bilgisayar işletmenliği sertifikasına sahip olmanız (Teknik liselerin ya da Meslek Yüksek Okullarının Adalet bölümünden mezun olan adaylardan bu sertifika istenmiyor)





Şayet bu aranılan özellikleri taşıyorsanız yılda en az 1 defa ilanı verilen Zabıt Katipliği ünvanına başvurabilirsiniz. Peki zabıt katipliğine giden yol hangi aşamalardan oluşuyor? İşte cevabı;

Zabıt Katipliği yol haritası

-Adalet Bakanlığının Zabıt Katibi ilanı ile birlikte -belirtilen tarihler arasında- istenilen evraklarla birlikte bulunduğunuz şehrin adliyesine başvuracaksınız

-O şehirde zabıt katipliği ünvanına başvuran adayların KPSS puanları yukarıdan aşağı sıralanır ve alınacak sayının 20 katı aday belirlenir. (Diyelim 10 kişi alınacak, 200 kişi belirlenir)

-Sıralamaya girdiğiniz takdirde ilanda belirtilen tarihte  uygulama sınavına girersiniz.

-Uygulama sınavında, bilgisayarda 3 dakika içerisinde yanlışsız en az 90 kelime yazmanız gerekir.(Adayların bir çoğu bu aşamada elenir.)

-Uygulama sınavını geçmeniz durumunda son aşama olan mülakat sınavına tabi tutulursunuz. (İşte tam da zurnanın zırt dediği yer burasıdır :)  Torpil iddaları hep bu aşamada yapılır.

-Mülakat puanı 70 in altında olanlar elenir. 70 üstü puan alanlar arasında KPSS ve Mülakat puanlarının aritmetik ortalamasına göre bir sıralama yapılır. Bu sıralamada yukarıdan aşağı o şehirde alınacak katip sayısı ortaya çıkar. (Diyelim 10 kişi alınacak, ilk 10 kişi asil listede yer alır. Sonra sırasıyla 11. kişi birinci yedek, 12 kişi 2. yedek diye devam eder.



Yol uzun görünüyor ancak katip alımı o kadar çok yapılıyor ki, bir kaç denemeden sonra çoğu kişi katip olabiliyor. Katiplik kolay ancak  çoğu kişi için bir basamak ve geçiş mesleğidir. Bütün katip ve katip adaylarına başarılar diliyoruz.    

                                                                                              (Kaynak:Öğrenciyim abi medya editörü)



31 Temmuz 2016 Pazar

Adalet ve hukuk öğretmenliği

Adalet ve hukuk öğretmenliği 

      Yurdumuzda özellikle son yıllarda mahkeme yapılarının değişmesi ve adliyelerin çoğalması ile kalifiye eleman ihtiyacı bir hayli artmıştır. Buna bağlı olarak da mahkemelerin idari personel ihtiyacını karşılamak üzere MEB e bağlı teknik liselerde yeni bir dal ortaya çıkmıştır: Adalet.
      Teknik liselerde faaliyet gösteren bu bölümdeki alan dersleri Adalet ve hukuk öğretmenleri tarafından verilmektedir. Bu dalın öğretmenlerinin özellikle Türk hukuk sistemi, Mahkeme yapıları, UYAP, Bilgisayarda klavye kullanımı konularında uzmanlaşmış kişiler olması gerekir. Ancak maalesef yurdumuzda yeterince adalet öğretmeni olmadığından kimi okullarda avukatlar, kimi okullarda ise büro yönetimi öğretmenleri adalet derslerine girmektedir.

Hukuk fakültesine giden en kestirme yol

Adalet bölümü bir taraftan adliyelerin zabıt katibi ihtiyacını karşılamakta bir taraftan da hedeflerini yüksek tutan öğrenciler için, hukukçu olabilmenin zeminini hazırlamaktadır. Bir çok öğrenci, hayalini kurduğu hukuk fakültesine iyi bir ön hazırlık yapmak için teknik liselerin adalet bölümünü tercih ediyor. 

Adalet ve Hukuk öğretmeni nasıl olunur?

Yurdumuzdaki eğitim fakültelerinin hiçbirinde Adalet ve Hukuk öğretmenliği bölümü yoktur. Bu kadro, ihtiyacını Kamu yönetimi, Siyasal bilimler veya Hukuk alanlarının birinden mezun olan ve pedagojik formasyon eğitimi almış kişiler arasından karşılamaktadır. Dolayısıyla bu alanların birinden mezun olan adaylar, herhangi bir üniversiteden alacakları pedagojik formasyon sertifikası ile Adalet ve Hukuk öğretmeni olma şansını elde ederler. 

Atanma şansı nedir?

Adalet ve Hukuk öğretmenleri şu anda sadece bünyesinde adalet bölümü bulunan teknik liselerde görev alabilmektedir. Ancak ortaokullarda hukuk dersi zorunlu hale getirilirse bu dalın sahası genişleyecek, atanma şansı da yükselecektir. Her halükarda bu öğretmenliğin de atanma şansı diğerlerinde olduğu gibi mevcut yönetimlerin politikaları ile şekillenmektedir. 

                                                                                                           (Öğrenciyim abi medya editörü)



10 Mayıs 2016 Salı

KPSS ye 10 gün kala nasıl çalışılır?

1-Her şeyden önce bu çok değerli 10 güne  tamamen odaklanmanız, başka hiçbir şey ile ilgilenmemeniz gerekiyor. (Çalışanlar ve öğrenciler gerekli izinleri almalı)

2-Konu eksiklerinizi cep kitaplarından tamamlayın. Zira konu çalışacak zamanınız yok.

3-Elinizde en az 3 farklı yayın evinin soru bankası olmalı. Yoksa satın alın. Farklı kaynaklardan soru çözmek çok faydalıdır.

4-Elinizden geldiğince çözümlü soru bankalarını kullanın. Yapamadığınız soruların çözümlerini mutlaka okuyun.

5-Gittiğiniz dershanenin genel tekrar programına mutlaka katılın. 

6-Mümkün olduğu kadar grup çalışmalarına katılın. Arkadaşlarınızla  soru-cevap şeklinde pratik yapın.

7-Kendinizi iyi hissettiğiniz sürece soru çözün. Bir limit belirleyin ve bu limitin altına düşmemeye çalışın. 

8-Akıllı telefonlarınıza tarih ve güncel olaylarla ilgili uygulamaları indirin. Bu sayede durakta ya da otobüste bile çalışabilirsiniz.

9-Çalışmak için dershane ya da okul kütüphanesini tercih edin. Etrafınızda sizin gibi çalışan başka insanlar olması ve ortamın sessizliği, sizi motive edecek ve performansınızı artıracaktır. 

10-Her gün en az 1 deneme çözün. Özellikle sabahları 9:30-11:30 arası hiç aksatmadan yapacağınız denemeler, zamanı etkili kullanabilme açısından size büyük faydalar sağlayacaktır.

Hedeflediğiniz puanı almanız dileğiyle...                    

                                                                                                           (Öğrenciyim abi medya editörü)