6 Ekim 2015 Salı

Yüksek lisans yapmalı mıyım?

Yüksek lisans, yüksek ücret!

Hepinizin bildiği gibi yurdumuzdaki üniversitelerin çoğu, öğrencilere -bünyesindeki enstitülerde-yüksek lisans yapma imkanı sunmaktadır. Yüksek lisans eğitimi almak,  adaylara, üniversite hocası olabilmenin kapısını aralıyor. Kimi insanlar da okuduğu bölümde uzmanlaşmak için yüksek lisans yapmak istiyor. Sonuçta -tezli ya da tezsiz- yüksek lisans yapmanın kişiye getireceği artılar küçümsenecek tarzda değildir.

Üniversitelerin kirli oyunu!  

Son yıllarda yüksek lisans yapmak isteyen insanların sayısındaki artış, üniversitelerin ticari politikalarını yeniden gözden geçirmelerine neden oldu. Kredi başına alınan abartılı  ücretler bunun en somut göstergesi. Özellikle tezsiz yüksek lisans bölümlerinde bir dönemlik ortalama ücretin 1000TL ve üzeri rakamlarla ifade edilmesi öğrencilerin hevesini bir hayli kırıyor.




Tezli yüksek lisans 

Akademisyen olmak isteyenler, tezli yüksek lisans yapmak zorundadırlar. Toplam 4-6 yarı yıldan oluşur. Bunun ortalama son 1 yılı tez hazırlama senesidir. Tezli bir bölüm tercih edecekseniz ALES ve YDS puanlarınızın olması gerekir. Ayrıca ortalamanızın yüksek olması, sizin için avantaj olacaktır. Çoğu üniversite bir de mülakat aşamasından geçirir adayları. Ücretler, devlet üniversitelerinde oldukça ucuzdur. (Bir dönem ücreti ortalama 250TL)


Tezsiz yüksek lisans

Eskiden tezsiz yüksek lisans diploması ile doktoraya başvurulabiliyordu. Hatta tezsiz yüksek lisans diploması, öğretmen adayları için bir formasyon sertifikası niteliği taşıyordu. Günümüzde ise tezsiz yüksek lisansın, askerlik tecilinden başka kayda değer bir faydası yok. Alanında uzmanlaşmak isteyenler için de tavsiye edilebilir. Bütün bunların dışında, sağda solda "yüksek lisans yapıyorum" diyerek hava atacaklar için de bir alternatif olabilir. Tezsiz yüksek lisans bölümlerine çoğu üniversitede ALES ve YDS puanları istenmiyor. Sadece diploma notuyla başvuruyorsunuz. Ücretler 1000 TL ve üzeridir.


                                                                                                   (ogrenciyimabi.blogspot.com)
                                                                                                   



4 Ekim 2015 Pazar

DGS ile Hukuk fakültesine nasıl geçilir?

Kısa yoldan Hukuk mezunu olmak bu kadar kolay mı?

Son yıllarda, örgün ya da açık öğretim sisteminden Adalet bölümünü okuyanların sayısındaki büyük artış, bütün dikkatleri bu bölümün üzerine çekiyor. Peki eskiden kimsenin tercih etmediği, rağbet görmeyen bu bölümde neler değişti de herkes Adalet okuyor? Evet doğru tahmin ettiniz. YÖK ün, adalet bölümü mezunlarına DGS ile Hukuk fakültelerine geçebilme hakkı tanıması, bunun temel nedeni. Gerçekten de, bu iş göründüğü kadar kolay mı? Tabiki hayır. Kazın ayağı öyle değil! Hukuk fakültelerine geçebilmenin bu kadar kolay olmadığını, Adalet bölümünden mezun olup da DGS ye giren adaylar yaşayarak öğreniyorlar.




Madalyonun görünmeyen yüzü...

Aslında çoğu kişinin yaptığı gibi Açık öğretim sisteminden Adalet bölümünü bitirmek işin en kolay kısmı. Bundan sonra adaylar, DGS (Dikey geçiş sınavı) ye  girmek zorundalar. DGS de sadece Türkçe ve Matematik alanlarından sorular çıkıyor. İşte tezatlar zinciri de tam burada başlıyor: Hukuk fakültesine girmeye çalışan bir adayın matematik yapmak zorunda olması...   Yani matematiğiniz iyi değilse, Hakimlik, savcılık ya da avukatlık hayallerinizi rafa kaldırabilirsiniz. İşin bir başka boyutu da son yıllarda yapılan DGS de çıkan soruların Olimpiyat sorularıyla yarışır hale gelmesi. Yarım sayfa yer kaplayan Türkçe sorularını çözerken bir çok kişi Hukuk fakültelerine o anda havlu atıyor aslında. Diyelim mezuniyet ortalamanız iyi, DGS den de hatırı sayılır bir puan aldınız. Bu seferde üniversitelerin olabildiğince düşük tuttuğu kontenjanlarında yer alabilmek için yarışacaksınız. 2012 yılında yapılan DGS de türkiye 548. si olan bir adayın hiçbir devlet üniversitesine yerleşemeyip, özel bir üniversiteye %50 bursu yerleşebildiğini de göz önüne aldığımızda, derece yapsak bile işimizin bir hayli zor olduğu görünüyor. Bu zorlu parkurda, insan üstü bir çaba sarfedip bütün engelleri aşıp bir üniversitenin hukuk fakültesine kayıt olduğunuzda da hiç aklınıza getirmediğiniz bir fiyaskoyla karşılaşma ihtimaliniz yüksek. Zira çoğu üniversite DGS ile hukuk fakültelerine gelen adayları 3. sınıftan değil de -bir kaç dersten muaf tutarak- 1. sınıftan başlatıyor. Yani okuyup emek verdiğiniz 2 yıllık Adalet bölümünü resmen yok sayıyorlar. (3. sınıftan devam ettiren üniversiteleri tenzih ediyoruz)


Üniversitelerin amacı ne?

Normal şartlarda bu kadar zor olmaması gereken bir işin, bu kadar zorlaştırılmasının altında tabiki hepimizin tahmin ettiği o neden yatıyor. Bir eğitim kurumu olduğunu unutan iştahlı üniversitelerin ve işbirlikçilerinin paraya olan tamahı. Adalet bölümü okunurken yatırılan harçları, yapılan masrafları, DGS için alınan sınav ücretini ve -normalde üniversite öğrencilerinden alınmaması gereken- astronomik eğitim giderlerini düşündüğümüzde ortaya şu sonuç çıkıyor: İnsanların kısa yoldan Hukuk fakültesi mezunu olma hayalleri suistimal ediliyor. Bu yola başkoyan onbinlerce adaydan belkide en fazla %5 i muradına ediyor. (Tabi bu sürece harcayacak parası varsa!)




Ne yapılması gerekiyor?

Hukuk fakültesi okumak isteyenlere naçizane tavsiyemiz şudur: Yaşınız ne olursa olsun, Hukuk fakültesinde okumak istiyorsanız 2 yıllık Adalet bölümünü  bitirip de DGS ile geçme yolunu tercih etmeyin. Bunun yerine sıfırdan YGS ve LYS sınavlarına girip okumak daha mantıklı. Zira bütün engelleri aşıp DGS ile bir hukuk fakültesine geçseniz bile büyük ihtimalle 1. sınıftan başlayacaksınız. Üstelik öğreniminizi astronomik ücretler ödeyerek devam ettireceksiniz. Oysa ikinci seçenekte başarılı olmanız halinde üniversite harç ücreti ödemeden ve boş yere adalet bölümü okumadan da hayallerinize kavuşabilirsiniz.

Hayalleriniz için verdiğiniz mücadelede hepinize başarılar diliyoruz

                                                                                                      ( fatih emre/ Öğrenciyim abi editörü)